Perşembe, Kasım 21, 2024
Haber

Narin Güran cinayeti davasının ikinci gününde tanıkların dinlenmesine devam ediliyor – 2024

Güncel habere göre;

Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın yargılandığı davanın 2. gününde tanıklar dinlenmeye devam ediliyor.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülmeye başlayan davanın 2. gününde tutuklu Mehmet Selim Atasoy, tutuklu sanık Yüksel Güran’ın kardeşi Yasemin Gül, tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar ve tutuklu sanık Salim Güran’ın ağabeyi Erhan Güran tanık olarak dinlendi.

NARİN’İN KAYBOLDUĞU GÜN SALİM GÜRAN NEREDEYDİ?

Duruşmada tutuklu tanık Mehmet Selim Atasoy, mahkeme başkanının, “Narin’in kaybolduğu gün Salim Güran’ı gördünüz mü?” sorusu üzerine, evde bulunduğu sırada Salim Güran’ın kendisini aradığını belirtti.

Yemek yedikten sonra tarlaya gittiğini, Salim Güran ile oğlunu gördüğünü iddia eden Atasoy, şunları kaydetti:

Suyu değiştirdim, daha sonra tekrar yukarıya çıktım. Yukarıya çıktığımda güneş batmak üzereydi. Salim Güran halen oradaydı. Telefonu çaldı, biraz yürüdü, daha sonra ‘Bizim köyde çocuk kaybolmuş, köye gideceğim.’ dedi. Sürekli birlikte değildim. Ben ayrıldıktan sonra bir yere gidip gitmediğini bilmiyorum. Saati tam olarak hatırlamıyorum.

Mahkeme başkanının, “Salim ile konuştuğunuzda hal ve hareketlerinde şüphe uyandıracak bir şey oldu mu?” sorusu üzerine Atasoy, Salim Güran ile çok fazla birlikte kalmadığı için bilmediğini iddia etti.

“Oğlun size, ‘Salim bir şeyler karıştırıyor.’ diye bir şeyler söyledi mi?” sorusuna karşılık Atasoy, “Söylemedi.” dedi.

“Salim Güran, yaklaşık 17.30’da sizi ne için aramıştı?” sorusunu da Atasoy, “O zaman aşağıdaki tarlaya inmiştim, o tarla için aramıştı. Genelde tarla için arıyordu, ben de gerektiğinde onu arıyordum.” diye yanıtladı.

SALİM GÜRAN’IN KIYAFETLERİ

Mahkeme başkanının “Salim’in kıyafetlerinde herhangi bir değişiklik var mıydı?” sorusu üzerine Atasoy, hatırlamadığını ileri sürdü.

Diyarbakır Barosu avukatlarından Erdem Kaya’nın “Olay günü 18.38’de neredeydiniz?” sorusuna karşılık Atasoy, kendisinin aşağıdaki, oğlunun da yukarıdaki tarlada olduğunu savundu.

ŞÜPHELİ ARAÇ ALARMI

– “Salim bize, ‘Kaçak yaptığımda şüpheli bir araç geldiğinde bize söylersin.’ diyordu”

Kaya’nın, “Kürtçe konuşma yaparak, ‘Senin bir şeyin düşmüş sınırın sonunda, taş sınırda.’ Oğlun bununla ilgili bir şey dedi mi?” sorusu üzerine Atasoy, “Bana bununla ilgili bir şey söylemedi. Bir şey bilmiyorum. Kendisi telefona bir cihaz bağlıyordu. Cihazı söktüğünde oradaki taşın altına koyuyordu ve bana söylüyordu.” ifadelerini kullandı.

“DEDAŞ gelip o saatlerde orada teftiş mi yapıyordu?” sorusuna karşılık Atasoy, “Salim bize, ‘Kaçak yaptığımda şüpheli bir araç geldiğinde bize söylersin.’ diyordu. Biz de böyle bir durumda ona söylüyorduk. Cihazı trafoya bağlıyorduk.” dedi.

Diyarbakır Barosu avukatlarından Aydın Özdemir’in “Muhtar genel olarak kaçak cihazı takarak sizi arayıp ‘Etrafa göz kulak olun.’ mu diyordu?” sorusunu Atasoy, “Evet” diyerek yanıtladı.

Avukat Nahit Eren’in “Salim’in dünkü ifadesinde 16.00’dan sonra o tarlaya gittiği, kızının ve eşinin ifadesinde 16.00’da geldiği yönünde. Salim Güran, ifadesinde ‘Mehmet Şerif Güran’ın tarlasına elektrikçiler gelmişti.’ dedi. O sırada tarlada çalışan elektrikçileri gördün mü?” sorusu üzerine Atasoy, “Hatırlamıyorum.” dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsil eden avukatın “Salim Güran, sizden ya da oğlunuzdan iş dışında yardım ister miydi veya emir verir miydi?” sorusuna cevaben Atasoy, sadece tarla sulama işini yaptıklarını söyledi.

“KÖY YERİNDE BİR ÇOCUK NASIL KAYBOLUR?”

Duruşmada, daha sonra tanık olarak dinlenen Narin’in teyzesi Yasemin Gül, mahkeme başkanının, “Narin’in kaybolması ve akabinde öldürülmesi konusunda ne biliyorsunuz?” sorusu üzerine, “Bu konuyla hiçbir bilgim yoktur, ben Bismil’de oturuyorum. ‘Köy yerinde bir çocuk nasıl kaybolur?’ dedim. 22.00’ye doğru köye geldik ve aramalara katıldık.” diye konuştu.

Mahkeme başkanının, “Yüksel Güran’ın, ‘Kızımı getirin, mezarı belli olsun.’ diye bir söylemi oldu mu?” sorusuna Gül, “Biz öldüğüne hiç ihtimal vermedik. ‘Önceki kızım öldü, en azından bir mezarı vardı. Narin de ölürse en azından bir mezarı olsun.’ diyordu.” yanıtını verdi.

“BİR MORLUK FARK ETMEDİM”

“Enes’in yüzünde bir morluk fark ettiniz mi?” sorusunu Gül, “Bir morluk fark etmedim ama köyde söylenince baktım, az bir şey vardı.” diyerek cevapladı.

Mahkeme başkanının, “Kadınların kavgası ile ilgili konu nedir?” sorusu üzerine Gül, şu beyanda bulundu:

“Eltim geldi, ‘Yasemin, haberleri izledin mi? Narin bulunmuş.’ dedi. Televizyona bakınca cesedin bulunduğunu gördüm, çıldırdım. Zar zor oraya gittim, ablamı o halde gördüm, çok üzüldüm. Allah kimseye yaşatmasın.”

Mahkeme başkanının “Siz, ‘Doğru konuşsaydınız bu aşamaya gelmezdi.’ dediniz mi?” sorusuna Gül, “Maşallah kadınların arasında Kürtçe, ‘Allah belanızı versin, gözleriniz çıksın.’ dedi. Ben de ‘Biliyor musunuz?’ deyince bana tepki gösterdiler. Üstüme gelince ‘Söyleseydiniz illa cesedinin çıkmasını mı beklediniz?’ dedim.” cevabını verdi.

Avukat Gevriye Atlı’nın “8 Eylül’de verdiğin ifade var. ‘Narin öldürülmüşse bunu köyün dışından kimse yapamaz.’ demişsin.” şeklindeki sözleri üzerine Gül, şöyle konuştu:

“Hayır, böyle bir şey söylemedim. Hepimiz söylüyorduk, yabancı biri gelip köye giremez. Kendi evimizde konuşurken de ‘Saçmalamayın, köyde çocuk mu kaybolur?’ diyordum.”

Atlı’nın “Yeğenim Narin eve gittiğinde görmemesi gereken bir şey gördü ki bu başına geldi.’ demişsiniz.” şeklindeki ifadesine karşılık Gül, böyle bir şey demediğini iddia etti.

Atlı’nın “Kadınların kavgası anında sizi kim uzaklaştırdı, Enes ağzınızı kapattı mı?” sorusuna cevaben Gül, kendisinin uzaklaştığını, Enes Güran’ın görmediğini ileri sürdü.

“ONA BAKARIZ DEMİŞLER”

Daha sonra tanık olarak dinlenen Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar, mahkeme başkanının, “Son dönemlerde bir iddia ortaya çıktı, Nevzat’ın suçu üstlenmesinin istendiği iddiasına ilişkin ne diyeceksiniz?” sorusu üzerine şöyle konuştu:

“Ali Rıza Güran’ın köyden komşusu olan Hasan Kaya ile bir görüşmesi olmuş. Ağabeyimin baldızının kızını aramış. Yengemin Hasan Kaya’yı aramasını istemiş. Ağabeyimin baldızı, Hasan Kaya’yı aramış. Hasan Kaya, Ali Rıza Güran’ın, ‘Nevzat kızı öldürmüş. Herkes bunu biliyor. Nevzat suçu üstlensin. Köye gelin. Size para da vereceğiz.’ dediğini söylemiş. Şahsıma kimse bir şey söylemedi. ‘Köye gelsinler, onlara bakarız.’ demişler ve rakam konuşulmamış.”

Duruşmada, “Ağabeyiniz Nevzat Bahtiyar, Salim Güran’ı aramamış ama siz neden bir günde birkaç kez aradınız?” sorusuna karşılık Bahtiyar, “İşbirliği içindeler, belki ondan aramamış. Ben ise o kızın hatırı için aradım. Merak ettiğim için.” diye konuştu.

Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ, “Nevzat Bahtiyar, paraya önem verir miydi?” sorusu üzerine Vecdi Bahtiyar, şu beyanlarda bulundu:

“Hiç paraya önem vermez çünkü paraya ihtiyacı yok. Çocuklarıyla beraber usta olarak çalışıyorlar. 4 usta evde çalışıyorsa paraya ihtiyaçları olmaz. Ağabeyim bu suçu işlemişse idamsa idam versinler. Ağabeyimin cezası neyse çeksin. Ağırlaştırılmış müebbetse müebbede çarptırılsın. Kim bu suçu işlemişse onlar da ceza alsın. Narin’in kanı yerde kalmasın.”

“GÜVENLİK AMACIYLA KAMERA TAKTIK”

Tanık olarak dinlenen amca Erhan Güran da mahkeme başkanının “Narin kaybolduğunda arama çalışmalarına katıldınız mı ve yangın olayını anlatır mısınız?” sorusu üzerine arama çalışmalarına katıldığını söyledi.

Güran, “Yangın evimin yanında başladı. Anız yangını oldu. Gençlerle söndürmeye çalıştık. Söndüremeyince itfaiyeyi çağırdık. Çocuklarım ve eşim vardı yangın sırasında, Enes’i görmedim.” dedi.

Mahkeme başkanının, “Jandarmanın tutanağında rüzgar yoktu. ‘Yangını Güran ailesi çıkardı.’ deniliyor.” sözleri üzerine Güran, “Biz istesek de bu yangını çıkaramayız.” ifadesini kullandı.

“Neden evinize kamera taktırdınız?” sorusu da yöneltilen Güran, şu yanıtı verdi:

“Evimin etrafında ve aşağısında çalışma yapılıyordu. Güvenlik amacıyla kamera taktık. Önce köylüler taktı. Ardından biz taktık. Biri gelir evin oraya bir şey bırakır, bizim başımıza kalmasın diye. 4 Eylül’de kamerayı taktık.”

“Aile büyükleriyle evlerde toplantı yaptınız mı? sorusu üzerine Güran, şöyle dedi:

“Tek amacımız Narin’in katillerinin bulunmasıydı. Hala da öyle. Onun için toplanıyorduk. Toplantılarda Salim yoktu. Gece gündüz kolluk kuvvetleriyle arama çalışmasındaydı.”

“Kadınlar arasında bir kavgaya şahit oldunuz mu?” diye sorulan Güran, Narin’in cenazesinin bulunduğu gün kadınların neden tartıştığını bilmediğini öne sürdü.

Güran’a “Olaydan sonra Vecdi (Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi) ile görüştünüz mü? ‘Nevzat suçu üstlensin.’ diye teklifte bulundunuz mu?” sorusu da yöneltildi.

Erhan Güran, “Hayır, ben hiçbir şekilde görüşmedim. Kendisini tehdit etmedim. ‘Neden beni arıyorsun? Bir şey biliyorsan git kolluk kuvvetlerine söyle, bir daha beni arama.’ dedim. Vecdi de ‘Benim olayla bir bağlantım yok.’ dedi.” beyanında bulundu.

“KAMERA ÖNÜNDE YAPMAZDIK”

Diyarbakır Barosu avukatlarından Metin Arkaş’ın “Toplantıları ne zaman yaptınız?” sorusu üzerine Güran, “Birkaç kez yaptık. Benim evimin önünde, kameranın altında yaptık. Eğer gizli bir toplantı olsaydı kameranın önünde yapmazdık. Bir kere de camide konuştuk.” dedi.

“BİLMİYORUM”

Mahkeme başkanının “Vecdi, neden Erhan’ı aradın?” diye sorması üzerine Vecdi Bahtiyar’a söz verildi.

Bahtiyar, “Ağabeyim öldürmüş, öldürmemiş bilmiyorum. ‘Ağabeyim böyle bir şey yapmışsa da bir bilgim yok.’ dedim. Erhan, Arif’in büyük kardeşi olduğu için onu aradım.” ifadelerini kullandı.

Umarız bu içerik sizler için faydalı olmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir